Kayseri’de Atatürk Anıtı’na balta ile zarar veren 59 yaşındaki Yaşar Kılıçkaya ve 31 yaşındaki yeğeni Zeynep Abdullah’ın yargılandığı davanın ilk duruşması yapıldı. Mahkemede, sanıklar için akıl sağlığı raporu istenmesi talep edildi. Zeynep Abdullah, dayısının “Mesih” olduğuna inandığını belirterek, “Sadece Allah’tan başka ulu olmadığını ve Allah’ın sıfatlarının başkalarına yüklenemeyeceğini ifade ettik” dedi.
Dayı- yeğen Atatürk anıtına balta ile saldırdı
Kurban Bayramı’nın ilk günü olan 16 Haziran’da, saat 11.30 sıralarında Kayseri’nin Kocasinan ilçesi Cumhuriyet Meydanı’nda meydana gelen olayda, Yaşar Kılıçkaya ve yeğeni Zeynep Abdullah, balta ile Atatürk Anıtı’na zarar vermeye başladı. Meydanda görevli polis ekipleri hemen müdahale ederken, olay yerine çok sayıda polis sevk edildi. Dayı-yeğen oldukları belirlenen şüpheliler gözaltına alınırken, anıtta 13 balta darbesi tespit edildi. Yaşar Kılıçkaya ve Zeynep Abdullah, yapılan işlemlerin ardından tutuklandı. Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmanın tamamlanmasının ardından iddianame hazırlandı ve Kayseri Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamede, dayı-yeğen hakkında ‘Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret’ suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
Bugün putları yıkma bayramı
Kayseri 14’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasında, sanık Yaşar Kılıçkaya ve yeğeni Zeynep Abdullah hazır bulundu. Kılıçkaya, iddianamede yer alan ‘Bugün putları yıkma bayramı’ ve ‘Bu demirden adama neden tapıyorsunuz’ ifadelerini kullanmadığını iddia ederek, “Atatürk’ün şahsına yönelik hakaret etmedim. O da bizim gibi bir insan. Onun işi Allah’a kalmış. Benim onunla bir derdim yok. ‘Kula tapmayın’ dedim. Herhangi bir örgütten talimat almadık. İçimden böyle bir şey yapmak geliyordu. Zeynep de ‘Dayı, ben de gelmek istiyorum’ dedi. ‘Yapma; senin çocuğun küçük, kaldıramazsın’ dedim. Allah’tan başka ardına düşülen her şeye karşı çıkıyorum. Allah’tan başkasını ilahlaştırmayın. Sadece Allah’a iman edin” dedi.
İnsanların bunları bu kadar çarpıtacağını bilemedim
Herhangi bir psikolojik tedavi görmediğini belirten Kılıçkaya, “Allah’ın huzuruna çıkıp, onunla konuştum. Bu nedenle kendimi ‘mesih’ olarak görüyorum. Bu eylem önceden planladığımız bir şeydi. ‘Bu demirden adama neden tapıyorsunuz’ demedim. İnsanların bu durumu bu kadar çarpıtacağını bilemezdim. Amacım, bu eylemle insanlara doğru yolu göstermekti. Allah’tan başkasını ulu olarak görmemelerini sağlamaktı. Anlamayacaklarını bilseydim, bu eylemi yapmazdım. Tek amacım insanları doğru yola sevk etmekti” diye konuştu.
İbrahim Aleyhisselam’ı örnek alarak, putlara vurduk
Dayısının “Mesih” olduğuna inandığını söyleyen Zeynep Abdullah ise “Hiçbir şekilde bir cisme ya da kişiye hakaret etmedik. İbrahim Aleyhisselam’ı örnek alarak, putlara vurduk. Bütün peygamberlere inanıp, iman ettiğim gibi dayımın da “Mesih” olduğuna inanıyorum. Yalnızca Allah’tan başka ulu olmadığını, Allah’ın sıfatlarının başkalarına yüklenemeyeceğini beyan ettik. Allah’a şükür herhangi bir psikolojik tedavi görmedim. Kutsal kitapları okuduğum için dayımın eylemine katılmak istedim. ‘Allah’ın sıfatlarını kullarına takmayın’ ve ‘Allah’tan başka büyük yoktur’ şeklinde sözler söyledik” dedi.
Mahkeme tutukluluk hallerinin devamına karar verdi
Mahkeme hakimi, ara kararda sanıkların cezai ehliyetlerinin yerinde olup olmadığının belirlenmesi için Adana Dr. Ekrem Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edilmelerine karar verdi. Hakim, sanıkların eylemlerinin toplumda infiale yol açması ve henüz akıl sağlığı raporlarının mahkemeye ulaşmaması nedeniyle tutukluluk hallerinin devamına hükmederek duruşmayı erteledi. 
